Çiğli Tarihçesi
Eski tarihlerde, ilçenin genel olarak bataklık ve sazlıklardan oluşması, denize yakınlığı ve yeşil alanlara çok çiğ düşmesinden dolayı, ilk yerleşenler tarafından buraya “Çiğli” adı verildiği bilinmektedir.
Çiğli’de ilk yerleşimin, 19. yüzyılın sonlarına doğru, 1893 yılında Balkanlar'dan göç eden Türk kökenli göçmenler ile birlikte, gelişmeye başladığı bilinmektedir. Kurtuluş Savaşı esnasında İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalini müteakiben, Yunan zulmünden kurtulmak isteyen bir kısım yerli halk burayı daha güvenli bularak yerleşmiştir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında ve daha sonra yapılan mübadeleler çerçevesinde Batı Trakya’dan gelen soydaşlarımızın yerleştirilmesiyle ilk etapta köy olarak kurulmuş, 1956 yılında belediye statüsü aldıktan sonra, 1966 yılında meydana gelen Varto ve Hınıs depremleri sonucunda evsiz kalan aileler bugünkü Güzeltepe ve Şirintepe Mahallelerinin bulunduğu alanlara yerleştirilmiş, bu süreç daha sonra doğu ve güneydoğu bölgelerinden gelen vatandaşlarımızın Büyükçiğli, Küçükçiğli ve Balatçık Mahallelerine iskan edilmeleri ile devam etmiş, 1981 yılında Milli Güvenlik Konseyi’nin 34 No’lu kararıyla İzmir Belediyesi sınırları kapsamına alınmıştır. Büyükşehir Belediyeleri Teşkilatlanması ile ilgili 303 sayılı kanundan sonra Karşıyaka Belediyesi’ne bağlandıktan sonra, 1992 yılında ilçe statüsünü kazanıncaya kadar adı geçen belediyenin şubesi olarak varlığını sürdürmüştür. 27.05.1992 tarih ve 3806 sayılı yasa ile Çiğli adı altında 10 mahalle metropol olarak değerlendirildikten sonraki yıllarda Sasalı Beldesi, Kaklıç, Harmandalı ve Ahmet Efendi Mahalleleri de dahil edilerek bugünkü ilçe sınırları oluşturulmuştur.
İzmir Kuş Cenneti, İzmir Doğal Yaşam Parkı, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi, Çamaltı Tuzlası, Çiğli Hava Üssü ilçenin önemli yerlerindendir. Son yıllarda yoğun bir göç alan ilçede, toplu konut siteleri hızla yükselmeye devam etmektedir.
ÇİĞLİ İLÇESİ JEOMORFOLOJİK VE SOSYO EKONOMİK DURUMU
a) JEOMORFOLOJİ
İzmir ilinin kuzeyinde yer alan Çiğli ilçesi 133,55 kilometre karelik alanı ile İzmir’in büyük ilçelerinden biridir. Kuzeyinde Menemen İlçesi, güney ve batısında İzmir Körfezi, doğusunda Karşıyaka ilçesi bulunan Çiğli İlçesi İzmir merkeze 27 km, Menemen ilçesine 18 km, Karşıyaka ilçesine 7 km uzaklıktadır.
COĞRAFYA
Çiğli İlçesi sıradağ yükseltileri ile İzmir Körfezi arasındaki eski Gediz Nehri yatağının oluşturduğu ovada kurulmuştur. İlçemiz, geniş bir kıyı ovasına sahiptir. Yükseltiler ile ova İzmir Çanakkale Kara yoluyla ayrılmış gibidir. Körfez kıyısındaki ovalık alan çorak ve bataklıktır. Ege kent, Evka-2 ve Evka-5 toplu konutları az eğimli bir alandadır.
İKLİM
Denizden ortalama yüksekliği 1-1,5 m olan Çiğli de, İzmir genelinde olduğu gibi tipik bir Akdeniz iklimi özelliği göstermektedir. Yani, yazları Akdeniz kıyı şeridiyle aynı sıcaklıkta ve kurak, kışları ılık ve Batı Akdeniz'den daha az yağışlıdır. Sıcaklık ortalaması yüksek olan ilçemiz de 2010 yılı için ortalama sıcaklık en yüksek olan temmuz ayında 37,8 derece, en düşük değer ise Ocak ayında -2,2 derece olmuştur. Yine 2010 yılı için ortalama yıllık yağış miktarı 700-800 mm, doğal nem ortalaması ise %60 civarında olmuştur ( İzmir Tarım İl Müdürlüğü Çalışması,2010).
İzmir ili ve ilçelerinde en çok yağış 2005 yılında görülmüşken, son yıllarda yağış miktarında endişe verici düşüş yaşanmaktadır. 2010 yılı öncesine kadar barajlarımızdaki su seviyesi kısıtlamaya gidilecek kadar azalmışken, bu yıl içerisinde yağan yağışlarla biraz olsun rahatlama sağlanmıştır.
b)DEMOGRAFİ
Türkiye'nin en fazla nüfusa sahip kentlerinden biri olan İzmir’in nüfusu 30 ilçesiyle birlikte TUİK(Türkiye İstatistik Kurumu) 2010 verilerine göre 3.948.848 dir. Çiğli ilçesi diğer belediye nüfuslarına bakıldığında 157.530 ‘luk nüfusuyla İzmir ili içerisinde 6. sırada yer almaktadır. Yine TUİK 2010 verilerine göre nüfus artış oranı olarak 2009-2010 döneminde Büyükşehir Belediyesiyle paralellik göstermektedir. Bu dönem için nüfus artış oranı Çiğli ilçesinde binde 20,09 iken İzmir ilinin nüfus artışı oranı da binde 20,61 olmuştur.
Çiğli ilçesi için hazırlanan TÜİK 2010 çalışmalarına göre mahallelere göre nüfus dağılımı aşağıdaki tabloda gözlenmektedir. Daha çok göçmen ailelerinin yaşadığı İstasyonaltı Mahallesinde gerek yolların tamamlanması gerekse yapılaşmanın artması sonucu nüfus oranında da artış olduğu görülmüştür. Dolayısıyla Çiğli ilçesinde nüfusun en yoğun olduğu mahallenin İstasyonaltı Mahallesi olduğu, daha sonra ise sırasıyla Evka-5 ve Küçük Çiğli Mahallerinin geldiğini görmekteyiz.
Çiğli ilçesinde Türkiye İstatistik Kurumunun yapmış olduğu çalışmalara bakıldığında, kadın nüfusun 77.238, erkek nüfusunun 77.159 olduğu ve 2010 yılı yine çalışmasında da benzer bir durum olduğu, kadın ve erkeklerin nüfus içindeki payının birbirine eşit denecek kadar yakın olduğu görülmektedir.
Çiğli ilçesinde Türkiye İstatistik Kurumunun yapmış olduğu nüfus sayımı sonuçlarına göre, yukarıdaki şekilde de görüldüğü gibi belediyenin mahallelere göre nüfus dağılımında ilçenin en kalabalık mahallesi İstasyonaltı Mahallesidir.
2010 yılı TÜİK verilerine göre Çiğli nüfusunun %6,57’si 0-4 yaş, %12,99’u 5-14 yaş, %7,10’u 15-19 yaş, %7,6’sı 20-24 yaş, %50,31’i 25-54 yaş, %9,4’ü 55-64 yaş, %5,9’u 65 yaş üzeri yaş grubunda yer almaktadır. Ayrıca İzmir’de genç nüfus bağımlılık oranı %27,6 iken Çiğli ilçesinde bu oran %26,2’dir. İzmir’de yaşlı nüfus bağımlılık oranı %11,9 iken Çiğli ilçesinde %8,05’dir. Genç nüfus bağımlılık oranı 15 yaş altındaki nüfusun 15-64 yaş arasındaki nüfusa oranıdır. Yaşlı nüfus bağımlılık oranı ise 65 yaş ve üzerindeki nüfusun çalışma yaşı olarak kabul edilen 15-64 yaş üzerindeki nüfusa oranını ifade eder. Bu oranlar Çiğli’de ki çalışan nüfusun bakmakla yükümlü olduğu genç/yaşlı nüfusa oranını göstermektedir. Genç nüfusun bağımlılık oranı İzmir ortalaması ile aynı olmaklar beraber, yaşlı nüfusun bağımlılık oranı İzmir ortalamasının yaklaşık 2 puan altında çalışan nüfus üzerindeki genç ve yaşlı nüfus yükünün nispeten fazla olduğunu gösterir.
2010 yılı göç durumunu incelerken Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine baktığımız zaman, İzmir ilinin nüfusunun %56,8’inin nüfusa kayıtlı olduğu yerin İzmir dışı illere olduğu görülmektedir. Çiğli ilçesinde ise bu oran çok daha fazla yükselmekte ve %70,1’lere ulaştığını görmekteyiz. Çiğli ilçesine alınan göçün en yoğun olduğu ilin Erzurum olduğu yine TÜİK çalışmasından anlaşılmaktadır.
c) İŞ GÜCÜ
İzmir İlindeki istihdam oranı 2008 yılı TÜİK ( Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre %39,9 ve iş gücüne katılma oranı %45,2’dir. Yine aynı yıl için yapılan çalışmada istihdamın büyük bölümü hizmetler sektöründe gerçekleşmiştir. Bunu sırasıyla sanayi ve tarım sektörleri takip etmektedir.
TÜİK’in 2000 yılı ve sonrası İzmir Kent merkezine ilişkin yapmış olduğu çalışmada Balçova, Güzel bahçe, Konak, Buca, Bornova, Karşıyaka ve Çiğli ilçelerine ait iş gücü verileri, 2001 yılını izleyen 3 yıl boyunca iş gücünün gerilediğini göstermektedir.
İzmir kent merkezi ile çevre ilçelerde yaşayanlar arasında istihdam düzeyleri açısından büyük bir benzerlik bulunmaktadır. TÜİK’ in 2008 yılı verilerine göre, İzmir’deki işsizliğin Türkiye ortalaması üzerinde olduğu görülmekle beraber, Çiğli ilçesi işsizlik oranı açısından İzmir’in en yüksek 7 ilçesinden birisi olmuştur.
d) EĞİTİM
Eğitimin kalitesi, sonuçları ve nicelik sel göstergeleri ele alındığında İzmir ilinin gelişmiş bir il olduğunu görmekteyiz. Çiğli İlçesinin eğitim düzeyi ile ilgili göstergeleri İzmir ilinin göstergelerine paralellik göstermektedir. İzmir’deki okur-yazar oranının 2010 yılı TÜİK verilerine göre halen düşük olduğu söylenebilir. 2010 yılı İzmir ilinde 6 yaş ve üzerindeki yaş grubunda, okuma yazma bilmeyenlerin oranı %3,3 iken, bu oran kadınlarda %5,5’dir. Çiğli ilçesine bakıldığında da okur-yazar oranı çok farklı olmamakla berber %2,96 seviyelerinde olup nispeten daha iyi durumda gözükmektedir(Büyükşehir Stratejik Plan çalışması).
Çiğli halkının cinsiyete göre eğitim durumları, yukarıdaki tabloda görülmektedir. Erkek nüfusun okur- yazar oranı %1,05 gibi düşük iken, kadın nüfusunda bu oran %4,83’lere çıkmaktadır.
Çiğli ilçesinde 2010-2011 öğretim yılı içerisinde 45 okul öncesi eğitim kurumu, 31 ilköğretim, 20 ortaöğretim(lise), 11 genel lise ve 9 meslek ve teknik okul bulunmaktadır. 2.759 okul öncesi eğitim yapan öğrenciye 104 öğretmen, 16.842 ilköğretim öğrencisine 945 öğretmen, 9.007 ortaöğretim öğrencisine 608 öğretmen, 5.176 genel lise öğrencisine 374 öğretmen ve 3.831 meslek ve teknik okul öğrencisine 234 öğretmen eğitim vermektedir. 2010-2011 öğretim yılı içerisinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı Çiğli ilçesi için 19 dur. Eğitim düzeyinde olduğu gibi öğretmen başına düşen öğrenci sayısında da İzmir ili ile parelik söz konusudur. Aynı öğretim yılı için İzmir ilinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı da 19’dur (İl Mili Eğitim Müdürlüğü).
Çiğli ilçesinde faaliyet gösteren bir devlet üniversitesi bulunmaktadır. 2011 yılı itibari ile Katip Çelebi Üniversitesi ilçemiz sınırları içinde kurulmuştur.
Ayrıca Gediz Üniversitesinin Tıp Fakültesi başta olmak üzere, 5 fakülte binasına ait kampüs alanı da Çiğli sınırları içinde kurulacaktır.
e) KÜLTÜR-SANAT
Çiğli ilçesinin sos yo-kültürel yapısı çeşitlilik gösterir. Bunda iç göçün ve buna bağlı olarak artan nüfusun etkisi büyüktür.
Çiğli’de mevcut kültürel çeşitliliği fırsata dönüştürmek, zengin bir kültürel mozaik oluşturmak önemlidir. Bu bağlamda, mevcut kültür merkezinin değerlendirilmesi, yeni kültür merkezleri yapılması ve merkezlerdeki faaliyetlerin çeşitlendirilerek arttırılması, katılımın sağlanması, Çiğli’lilerin aidiyet ve bilinç seviyesinin yükseltilmesi Belediyemizin temel stratejileri arasında yer almaktadır.
Çiğli halkının sos yo-kültürel ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayabilmek amacıyla düzenlenen ve yıl boyunca periyodik olarak devam eden kültürel, sanatsal, eğitsel ve sportif etkinlikler aracılığıyla Çiğli metropollerle yarışabilecek bir standarda ulaştırılmaktadır.
Bu etkinlikler kapsamında her yıl düzenlenerek geleneksel hale gelen “Çiğli Zafer ve Barış Festivali” ile kültürel alanda seminer, söyleşi, panel, konferans, sempozyum gibi vs. etkinlikler, sanatsal alanda; konser, sinema, tiyatro gösterileri ve özellikle çocuklara yönelik düzenlenen aktiviteler sayılabilir.
f) SAĞLIK
İlçemizde; Çiğli Devlet Hastanesi (30 yataklı), 1 Toplum Sağlığı Merkezi, 13 Aile Sağlığı Merkezi ve 1 Verem Savaş Dispanseri bulunmaktadır. Aile sağlığı merkezinde 44 pozisyonda Aile Hekimi mevcuttur. Çiğli Toplum Sağlığı Merkezinde bölge dışı hastaların bakıldığı 1 Poliklinik, 1 Ağız Diş Sağlığı Polikliniği, 1 Acil ve Aşı Polikliniği, 1 Aile Planlaması Polikliniği, 1 Sigara Bırakma Polikliniği, 1 Evlilik Danışma Merkezi, 1 Laboratuvar birimi ve Görüntüleme birimi ve Atatürk Organize Sanayi Bölgesinde Tepecik Araştırma Hastanesine bağlı bir semt polikliniği hizmet vermektedir. (Kaynak:Çiğli İlçe Kaymakamlığı)
İlçemizde ayrıca 1 Özel Hastane, , 5 Dal Merkezi, 3 Hekim Muayenehanesi, 11 Diş Hekimi Muayenehanesi, 1 Ağız Diş Sağlığı Merkezi, 3 Diş Polikliniği, 10 Laboratuvar ve 48 adet Eczane bulunmaktadır.
Karşıyaka Demir Köprü Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesinde yapılan diş tedavi ve bakımı, 2008 yılı içerisinde açılan Çiğli Diş Tedavi ve Protez Merkezinde hizmet vermeye başlamıştır.
Sağlık Grup Başkanlığı hizmet binası altında bulunan 2 dükkân İl Özel İdaresi tarafından kuruma tahsis edilmiş olup, bu dükkânlarda gerekli tadilatlar yapılarak Görüntüleme Merkezi, Laboratuvar Merkezi, Sigara Bırakma Polikliniği ve TSM Polikliniği olarak hizmet vermektedir.
Sağlık Ocaklarında 2010 yılı itibariyle toplam 279.548 kişiye poliklinik hizmeti verilmiş, bunlardan 1400’ü ikinci basamak Sağlık Kurumlarına sevki yapılmıştır. İkinci basamak Sağlık Kurumlarına sevk oranı % 0,50’dir. Sağlık Bakanlığına bağlı bu kurumlarca tedavi hizmetlerinin yanı sıra koruyucu sağlık hizmetleri de verilmektedir. Aile planlaması kapsamda 15-49 yaşları arasındaki 18.597 kadına etkili yöntemle korunma uygulanmış olup etkin korunma oranı % 39.38 olarak gerçekleşmiştir.
g) ALTYAPI ULAŞIM
İzmir’i, Çanakkale ve İstanbul’a bağlayan ana arterler ilçemizden geçmekte olup, çevre yolunun faaliyete girmesiyle trafik konusunda ciddi bir rahatlama sağlanmıştır. Menemen-Karşıyaka bağlantı yolu ilçeyi ortadan ikiye bölerek geçmektedir. Ayrıca ilçemiz sınırlarından geçen otoban ve yeni yapılan alt geçit tünelleri trafiği oldukça rahatlatmaktadır. Aliağa-Menderes hafif raylı sisteminin yapım çalışmaları tamamlanmış olup, 05/12/2010 tarihinde seferlerine başlamıştır. İlçemizin denize olan kıyılarına rağmen deniz yolu taşımacılığı yapılmamaktadır.
ELEKTRİK
Çiğli ilçesinde 2010 yılı içinde toplam 188.449.963 kwh elektrik tüketimi yapılmıştır. Kişi başına düşen elektrik tüketimi ise 1.196,3 kwh olarak kaydedilmiştir. İlçenin elektrik tüketiminin dağılımını incelediğimiz zaman %70,73’ünün meskenlerde, %16,16’sının ticarethanelerde, %2,68’inin sanayi kesiminde, %1,78’inin resmi dairelerde, %1,77’sinin belediyede, %3,36’sısnın şantiyelerde ve geri kalan %2,86’sının sokak aydınlatmalarında kullanıldığı görülmektedir. Ayrıca %0,17’lik oranla kayıp ve kaçak elektriğin en az olduğu ilçelerdendir.
h) SEKTÖREL ANALİZ
TARIM VE HAYVANCILIK
Çiğli İlçesi ekonomisi ticaret ve sanayiye dayalıdır. Türkiye’nin en önde gelen sanayi bölgelerinden biri olan Atatürk Organize Sanayi Bölgesi ve Türkiye'nin tuz ihtiyacının büyük çoğunluğunu karşılayan Çamaltı Tuzlası, Çiğli sınırları içerisindedir. İlçedeki Tuzlanın bir bölümünde 1982’de koruma altına alınan İzmir Kuş Cenneti bulunmaktadır. İlçemizde yaklaşık 800 aile tarımla uğraşmakta olup, tarımsal faaliyetler Sasalı, Kaklıç ve Balatçık mahallerinde yaklaşık 13.492 dekarlık alanda yapılmaktadır. Bunun %30’unda kuru tarım %70’inde ise sulu tarım yapılmaktadır. Bu alanların 6.075 dekarın tarla arazisi, 241 dekarlık alanı sebze arazisi, 21 dekarlık alanı meyve alanı, 30 dekar bağ alanı ve 5 dekarı da zeytinlik alanıdır. Kalan 7.120 dekar alan ise tarıma elverişli boş arazidir. Toplam 13.492 dekar tarım arazisinin 2010 yılı içinde %26’sı yani 3.502 dekarı sulanan, %74’ü yani 9.989 dekarı ise sulanmayan arazidir( Tarım İl Müdürlüğü,2010)
İlçemizde tarımsal faaliyetlerle ilgili sorunların başında sulama ile ilgili yaşanan sıkıntılar gelmektedir. Sasalı’ya Ulukent sulama taksimatından gelen ana kanalın, bazı köylere giden ara kanalların kod düşüklüğü nedeni ile bu suyun ancak 3’te biri gelebildiğinden sağlıklı sulama yapılamamaktadır. Bu nedenle ana kanallardan kanaletler yapılması bazı kanallara drenaj prizinin konulması ve Gediz Irmağı yatağının temizlenmesi durumunda gerek sebze üretimi için, gerekse hayvancılık için gereken yonca, fiğ, burçak, susam ve sudan otu gibi yem bitkilerinin daha fazla üretilebileceği de düşünülmektedir.
İlçemizde fazla olmamakla birlikte büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık da yapılmaktadır. Yetiştirilen 1090 sığır, 3.785 koyun ve 500 de keçiden 2.563 ton süt, yapağı ve kıl elde edilmektedir (Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü,2010).
SANAYİ
İlçe sınırları içerisinde bulunan İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi içinde 495 büyük ölçekli işyeri planlanmış olup bunların 440’ı faal olarak çalışmaktadır. 22.000 kişinin çalıştığı bölgede tüm firmalar tam kapasite ile çalıştığında 40.000 kişinin istihdam edileceği tahmin edilmektedir.
42 mw gücünde Enerji Santrali 1999 yılı sonunda üretime alınmıştır. Bölgede yer alan tesislerin enerji kesintisi sorunu bu sayede ortadan kaldırılmıştır. Atıksu Arıtma Tesisinin kapasitesi 21.000 m3/gün’dür. İlçede yaşayan örgün eğitim çağındaki çocuklarımıza yönelik İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Özel Eğitim ve Uygulama Okulu yaptırılmış ve hizmete sunulmuştur. İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde, Bölge Müdürlüğü binası, cami, cami altında 5 adet dükkân, eğitim merkezi, ısıtma merkezi, benzin istasyonu, itfaiye, 13 adet banka şubesi, küçük parseller merkezinde 40 dükkânlık bir sosyal merkez, atıksu arıtma tesisi, Ataer AŞ. Enerji Santrali, 41 adet trafo merkezi ile hizmet vermektedir.
DOĞAL YAŞAM PARKI
İzmir Kuş Cenneti'nde, Flamingo, Tepeli Pelikan, Küçük Akbalıkçıl, Gri Balıkçıl, Leylek, Saz delicesi, Kerkenez, Sakarmeke, Ev Kırlangıcı, Kır Kırlangıcı, Serçe, Saksağan, Kır İncirkuşu, Yalı Çapkını, Poyraz kuşu, Koca göz, Gümüş Martı, Küçük Sumru, Kukumav, Boğmalı Toygar,Tepeli Toygar, Arıkuşu, Uzunbacak, Mahmuzlu Kızkuşu, Çamurçullu ve Kızılbacak kuşları en çok görülen türlerdir.
8.000 hektarlık alanda yer alan sazlıklar, adalar, yarımadalar ve tuzla havuzları buranın kuş cenneti olmasına uygun ortam hazırlamıştır. Dalyan ve tuzlanın tuzlu suyu, sazlıkların ise tatlı suyu buralarda yaşayan çeşitli balık ve diğer canlılar, kuşların doğal besin kaynaklarını oluşturmaktadır.
Ayrıca Avrupa'nın en büyük doğal yaşam parkı olan İzmir Doğal Yaşam Parkı'da Çiğli ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır.
İzmir’in prestij projelerinden biri olan Doğal Yaşam parkı ile ilgili çalışmalar 2006-2008 yılları arasında başlayıp tamamlanmıştır. Yurt içi ve yurt dışı bağlantıları kurularak Doğal Yaşam Parkı’nda yaşayan hayvanların tür çeşitliliği ve sayısı arttırılmıştır. Böylece Fuar hayvanat bahçesinin sakinleri, yeni evleri olan Doğal Yaşam Parkı 'na taşınmıştır. 2008 yılı Kasım ayında 77. Başkan Aziz Kocaoğlu tarafından, Doğal Yaşam Parkı ziyarete açılmıştır.
3 ay süren bir taşınma sürecinden sonra, 30 Kasım 2008 'de Doğal Yaşam Parkı, hayvanların doğal hayatın bir parçası olarak daha özgür ve konforlu bir yaşam sürebilmeleri amacıyla hayata geçirilmiştir. Çiğli ilçesine olan ilginin artmasına sebebiyet veren Doğal Yaşam Parkı, 128 türde 1048 hayvan ile tür sayısı ve çeşidini artırarak, daha iyiye ve daha güzele doğru yol almaktadır.
SPOR
İlçemiz sportif faaliyetler de özellikle futbol ve tekwando dalında iddialıdır.
İlçe'nin henüz profesyonel ligde mücadele eden bir futbol takımı yoktur. Futbolda Amatör Lig 8. Grup da oynayan Çiğli Belediyespor 3. lige terfi maçlarında finale kadar yükselmeyi başarmıştır. Maltepe spor, Güzeltepe spor, Yenimahalle spor ilçenin amatör ligde mücadele eden diğer futbol takımlarıdır. Belediye olarak; her zaman spor ve sporcunun yanında olarak gereken destek sağlanmaktadır.
Eski milli futbolcularımızdan Yusuf Tepe kule ve ünlü milli atletimiz Semra Aksu'da Çiğli'nin yetiştirdiği önemli sporculardandır.
Çiğli Belediyesi tekwando dalında başarılı sporcular yetiştirmektedir. Çiğli Belediye Spor Kulübü sporcusu olan Nesibe Altun, Çiğli Belediye Spor Kulübü antrenörlüğü görevini de üstlenmiştir. Türkiye son yıllarda Tekvando dalında büyük başarılar elde etmiştir. Takım olarak katılınan müsabakalarda da sporcularımız ilçemize ödüllerle dönmektedir. Ayrıca 3 Dünya ikinciliği ve 2 Avrupa şampiyonluğu bulunan Nesibe Altun’un Çiğli ilçesinde bulunması ilçemiz adına ayrı bir gurur kaynağı olmuştur.
ATATÜRK ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ
İAOSB, Türkiye’nin en büyük en modern organize sanayi bölgelerinden birisidir. 1990 yılında faaliyete geçmiştir.
İAOSB, İzmir’in kuzeybatında, Çiğli ilçesinde, şehir merkezine 25 km. Adnan Menderes Havaalanına 35 km, İzmir Alsancak limanına 20 km. uzaklıkta yer almaktadır.
İAOSB’nin toplam alanı, 7.500.000 m2’ dir. Halen 526 fabrika üretim yapmaktadır. Bunların 200’ü ihracat yapmaktadır. İAOSB’de 15 tane yabancı sermayeli firma bulunmaktadır. Organize sanayi bölgesindeki firmalarda, 30.000 kisi istihdam etmektedir.
Bölgedeki firmalar ağırlıklı olarak; makine, tekstil, hazır giyim, gıda, plastik, kimya, metal, otomotiv yan sanayi, elektrik ve elektronik sektörlerinde yoğunlaşmıştır.
Bölge firmalarının kesintisiz ve kaliteli enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla 1996 yılında Ataer Enerji Santrali kurulmuştur.
Bilgisayar kontrolünde ve dünya standartlarında arıtma yapan 21.000 m3/gün kapasiteli, atık su arıtma tesisi; bölgedeki tesislerle beraber işletmeye alınmıştır.
Bölgenin ticaret hacmini, özellikle ihracatını arttırmaya özel önem verilmektedir. Bu düşünceden hareketle, bölgede üretilen ürünlerin ve firmaların tek bir merkezde tanıtılması amacıyla sürekli sergi alanı kurulmuştur. 800 m2’lik alanda kurulan sergi alanımızda 150 firmanın ürünleri sergilenmektedir.
Bölgemizde, İAOSB imkanları ile tesis ettirilen 11 doktorun görev yaptığı tam teçhizatlı, resmi tatil günleri dahil, 24 saat hizmet veren modern bir SSK Sağlık Dispanseri bulunmaktadır. Dispanserde, her türlü tıbbi tahliller yapılmakta ve sonuçlar aynı gün alınmaktadır. Bölgede ayrıca; giderleri bölgece karşılanan tam donanımlı ambulans, doktor, hemşire ve şoför kadrosuyla 365 gün 24 saat (resmi tatil günleri dahil) acil yardım birimi hizmet vermektedir ( Atatürk Organize Sanayi Bölgesi ).
Ören Yerleri
LEUKAİ ANTİK KENTİ
Leukai, İzmir körfezinin en uç noktasında Klazomenai'nin hemen karşısındadır. Bugün bu yere Çiğli çıkışındaki Sasalı beldesi geçildikten sonra ulaşılmaktadır. Yerleşim, Sasalı köyü ile Gediz ırmağı arasındaki alana yayılmıştır. Leukai, Hellen dilinde "ak yerin kenti " veya "akkavaklar" anlamındadır. İlkçağ yazarlarından Strabon, Plinius ve Diodoros'un ismini vermekle yetindiği bu kentin ne zaman kurulduğu kesinlik kazanamamıştır.
M.Ö. 383'de Pers komutanı Takhos imparatoruna karşı isyan hazırlığı yaparken burasını üs olarak kullanmış ancak, Takhos bu isyanı gerçekleştirememiştir. Onun ölümünden sonra Klozomenai ile Kyme siteleri bu kenti topraklarına katabilmek için mücadele etmişlerdir. Her iki kent bu mücadelede bir sonuç elde edemeyince çareyi Delfoi'deki bilicilik merkezine başvurarak Apollon'un dileğini öğrenmek istemişlerdir.
Apollon'un rahipleri de tanrının buyruğunu onlara şöyle iletmiştir : " Luekai, orada ilk kurbanı yapacak olana aittir. Yalnız her iki tarafta önceden belirlenmiş tarihte,gün doğarken kendi kentlerinden yola çıkacaklardır." Leukai, Kyme'ye Klozomenai'den çok daha yakındır. Bundan ötürü de Kymeliler yarışı kolayca kazanacaklarına inanmışlardı. Ancak Klozomenaili'ler Smyrna körfezinin karşı kıyısına bir gurup kolonist göndermişlerdi. Bu nedenle de onların Leukai yakınında yaşadıkları yer Klozomenai toprağı sayılıyordu.
Kymeliler bunu düşünemediğinden Klozomenai'liler onlardan önce gelip kurban törenini yaparak yarışı kazanmışlardır. Leukai sikkeleri üzerinde Klozomenai'lerdeki gibi kuğu kabartması vardır.
Bu antik kentten geriye pek fazla birşey kalmamıştır. Bölgede, kentin duvarlarında kullanılan taşlara rastlanmaktadır.
İZMİR KUŞ CENNETİ
Başta kuşlar olmak üzere memeliler, sürüngenler, iç su balıkları ile tatlı su, tuzlu su ve acı su ekosistemleri, kumullar, lagünler, tuzcul kıyı çayırları, sazlık alanlar, geçici sulak çayırlar gibi bir çok önemli kaynağı bünyesinde barındıran İzmir Kuş Cenneti (Gediz Deltası), sadece ülkemiz için değil uluslar arası öneme sahip bir alandır. Ülkemizde ki 179.898 ha.'lık alanı kaplayan 13 Ramsar (özellikle sukuşları açısından önemli sulak alanların korunmasına yönelik uluslar arası sözleşme) alanından biri olan Gediz Deltası 15.04.1998 tarihinde 14.900 ha.lık alanı ile sözleşmeye dahil edilmiştir.
Bunun dışında 8.000 ha.'lık kısmı Orman Bakanlığı tarafından 1982 yılında Yaban Hayatı Koruma Sahası ilan edilmiştir. Bu alan şu anda Türkiye'nin tek Yaban Hayatı Koruma Sahası'dır. Üç tepeler Mevkiinde Leukai Antik Kentinin bulunduğu alan 1985 yılında 1. Derece Arkeolojik Sit, Sazlıklar kısmı ise 1. Derece Sit Alanı olarak tescillenmiştir. 2007 yılında Yönetim Planı Ulusal Sulak Alan Komisyonu'ndan geçerek yürürlüğe girmiştir. Yönetim Planı ile "Mutlak Koruma Bölgesi", "Sulakalan Bölgesi", "Ekolojik Etkilenme Bölgesi", "Tampon Bölge" olmak üzere koruma kuşakları belirlenerek Sulak Alan Koruma Yönetmeliği kapsamında koruma altına alınmıştır.
Türkiye'nin dördüncü büyük deltası olan Gediz Deltası'na hayat veren Gediz Nehri, Ege Bölgesi'nin Büyük Menderes'ten sonra ikinci büyük akarsuyudur. Mansap ile memba arasındaki mesafesi 305 km.dir.17 milyon ha su toplama havzasına sahiptir.
Delta'nın oluşumu yaklaşık 2 milyon yıl sürmüştür. 40.000 ha.'lık yüz ölçüme ait deltanın 20.400 ha.'lık kısmı sulak alan özelliğindedir. Homa Dalyanı, Çilazmak Dalyanı ve Kırdeniz Dalyanı olmak üzere 3 doğal lagünden oluşur. Sulak alanların dışında kalan bölgelerde tarım arazileri, meyve bahçeleri, yerleşim alanları, tepeler ve sanayi bölgesi bulunmaktadır.
Büyük bir bölümünde tuzcul habitatları barındıran deltada, tatlı su ekosistemleri daha çok eski nehir yatakları, sulama, tahliye ve drenaj kanaları ile tuz tavalarının hemen kuzeyinde yer alan Sazlıklar adı verilen alanda yoğunlaşır. Bu alanlar birçok canlı türü için beslenme ve barınma alanıdır. Kıyı kesimlerde Deniz Börülcesi, tuz oranını daha düşük olduğu bölgelerde Ilgın gibi çalı vejetasyonları bulunmakla birlikte tatlı suyun bulunduğu yerlerde sazlıklar bulunmaktadır. Delta sınırları içerisindeki en büyük tatlı su gölü ise Menemen ilçesinin Seyrek Mahallesi'nde bulunan Sazlı Göl'dür.
Önemli bir bölümü Çamaltı Tuzlası içerisinde kalan ve Orta Gediz Deltası olarak adlandıran alan her ne kadar yapay olarak canlandırılsa da kuşlar için önemli bir beslenme ve üreme alanıdır. Tuzcul ekosistemlere bağımlı olan ve Türkiye'de sadece Tuz Gölü ve Gediz Deltası'nda üreyen Flamingolar, tuz yoğunluğunun yüksek olduğu adacıklarda yavrulamaktadır. Flamingoların temel besini renklerindeki kırmızılığında onlardan aldığını söylendiği artemia salina adındaki omurgasız canlı olduğu bilinmektedir.
Akdeniz İklim kuşağında bulunan deltada vejetasyon Akdeniz bitki örtüsü özellikleri taşır. Yapılan çalışmalarda 61 familyaya ait 314 bitki türü belirlenmiştir. Bu bitki türlerinden iki tanesi (Campanulalyrata subsp. lyrata ve Stachys cretica subsp. smymaea) endemiktir. Deltanın özellikle güney kısmında bulunan süpürge otu bitkisinin oluşturduğu habitatlar Avrupa Birliği Habitat Yönetmeliği ile öncelikli korunması gereken bir habitat tipi olarak koruma altına alınmıştır.
Deltada yer alan tatlı ve tuzlu sular, geçici sulak çayırlar, tuz tavaları, tuzcul bozkırlar, lagünler, tepeler gibi farklı habitatların bulunması farklı özellikteki bitki türlerinin alanda görülmesine neden olmaktadır. Bu da deltayı daha da önemli kılmaktadır. Ilgın (Tamarix smyrnensis), Phragmytes australis ve Typha sp., Sandalye Sazı (Scirpus sp.), Kofa (Juncus sp.), Schoenoplectus littoralis, Sumercimeği (Lemna sp.), Fıstık Çamı (Pinus pinea), Okaliptüs (Eucalyptus camaludensis), Sakız (Pistacia lentiscus), Menengiç (Pistacia terebinthus), KokarÇalı (Anagyris foetida), Kermes Meşesi (Quercus coccifera) ve Kuşburnu (Rosa canina) en yaygın olan türlerdir. Frigana vejetasyonunda ise Abdestbozan (Sarcopoterium spinosum), İzmir Kekiği (Origanum onites), Kuşkonmaz (Asparagus acutifolius) ve Çiriş Otu(Asphodelus aestivus) vb. gibi her habitattan bitki türüne rastlamak mümkündür.
Gediz Deltası'nın Kuşları
Gediz Deltası'nda bulunan yaban hayvanları arasında kuşlar çok önemli bir yere sahiptir. Çünkü delta Türkiye'nin en fazla kuş çeşitliliğine sahip alanlarından birisidir. Alanda bugüne kadar yapılan araştırmalar ve amatör kuş gözlemcilerinin gözlemlerinde 289 kuş türü kaydedilmiştir. Bu türlerden bazıları alanda uzun yıllardan bu yana görülmeyen Toy (Otistarda), Mezgeldek (Tetrax tetrax), Akkuyruklu Kartal (Haliaeetus albicilla), İzmir Yalıçapkını (Halcyon smyrnensis), rastlantısal olarak görülen Bıldırcınkılavuzu (Crex crex), Kulaklı Orman Baykuşu (Asio otus), Ak Sırtlı Kuyrukkakan (Oenanthe finschii) ya da çok nadir görülen Dikkuyruk (Oxyura leucocephala), Altıngöz (Bucephala clandula), Sütlabi (Mergus albellus) gibi türler olsa da, deltada 2006 yılı içerisinde gözlenen 235 kuş türü alanın tür çeşitliliğini göstermesi açısından önemlidir. Kuş gözlemcilerinin ve kuş araştırmalarının sayısı arttıkça, alanda görülen kuş türlerine her geçen gün yenileri eklenmektedir. Her yıl düzenli yapılan Kış Ortası Sukuşu Sayımı (KOSKS)'nda ise 30 bin ile 127 bin arasında sukuşu sayılmaktadır.
Gediz Deltası'nda görülen kuş türlerinin büyük kısmını sukuşlarıdır. Sukuşları arasında da kıyı kuşları önemli bir grubu oluşturmaktadır. Özellikle Homa Dalyanı'nda yılın farklı dönemlerinde çok sayıda kıyı kuşu türüne rastlanabilmektedir. Kara Karınlı Kumkuşu (Calidris alpina), Küçük Kumkuşu (Calidris minuta), Büyük Kumkuşu (Calidris canutus), Sürmeli Kumkuşu (Calidris falcinellus), Ak Kumkuşu (Calidris alba), Altın Yağmurcun (Pluvialis apricaria), Gümüş Yağmurcun (Pluvialis squatarola), Çamurçulluğu (Limosa limosa), Kıyı Çamurçulluğu (Limosa lapponica), Kervançulluğu (Numenius arquata), Taşçeviren (Arenaria interpres), Akça Cılıbıt (Charadrius alexandrinus), Halkalı Cılıbıt (Charadrius hiaticula), Küçük Halkalı Cılıbıt (Charadrius dubius), Kızılbacak (Tringa totanus), Kara Kızılbacak (Tringa erythropus), Yeşilbacak (Tringa nebularia), Poyrazkuşu (Haematopus ostralegus) gibi türlerin, Türkiye'de özellikle kışlama populasyonları açısından en yüksek sayılarda ve düzenli görüldüğü alanlardan biri Gediz Deltası'dır.
Sukuşlarının dışında, başta sulakalanlarla ilişki halinde yaşayan türler olmak üzere ötücü kuşlar ve yırtıcılar açısından da delta, çok zengin bir kuş faunasına sahiptir. Özellikle ilkbahar ve sonbahardaki göç dönemlerinde delta, ötücüler açısından oldukça yüksek sayıda türün görülebileceği bir alandır. Deltada yıl boyu görülebilen Yelpazekuyruk (Cisticola juncidis), Bıyıklı Baştankara (Panurus biarmicus), Kaya Sıvacıkuşu (Sitta neumayer), Boğmaklı Toygar (Melanocorypha calandra), Tarla Kirazkuşu (Miliaria calandra), Kamışbülbülü (Cettia cetti) gibi türlerin yanı sıra, kışın Çayır İncirkuşu (Anthus pratensis), Ketenkuşu (Carduelis cannabina), Taşkuşu (Saxicola torquata), Sığırcık (Sturnus vulgaris), Küçük İskete (Serinus serinus), İspinoz (Fringilla coelebs), Çıvgın (Phylloscopus collybita) yazın ise Boz Kuyrukkakan (Oenanthe isabellina), Kuyrukkakan (Oenanthe oenanthe), Kır İncirkuşu (Anthus campestris), Bozkır Toygarı (Calandrella brachydactyla), Sarı Kuyruksallayan (Motacilla flava), Sazbülbülü (Acrocephalus scirpaceus), Kızılsırtlı Örümcekkuşu (Lanius collurio) gibi türler alanda kolayca görülebilen ötücü türlerindendir. Bunların dışında ilkbahar ve sonbaharda, göç sırasında alandan geçiş yapan ve sadece bu dönemde görülen ötücü türlerinden de Kara Sinekkapan (Ficedula hypoleuca), Benekli Sinekkapan (Muscicapa striata), Orman Çıvgını (Phylloscopus sibilatrix), Çayır Taşkuşu (Saxicola rubetra), Ağaç İncirkuşu (Anthus trivialis), Kızılkuyruk (Phoenicurus phoenicurus) deltada sıkça görülen türlerdendir.
Nadir bir kartal türü olan Tavşancıl (Hieraaetus fasciatus)'ın Türkiye'de en sık kaydedildiği alan Gediz Deltası'dır. Yine Balık Kartalı (Pandion heliaetus), Kızıl Şahin (Buteo rufinus), Şahin (Buteo buteo), Saz Delicesi (Circus aeruginosus), Atmaca (Accipiter nisus), Gökdoğan (Falco peregrinus), Kerkenez (Falco tinnunculus), Küçük Kerkenez (Falco naumanni), Kukumav (Athena noctua), Peçeli Baykuş (Tito alba) ve Puhu (Bubo bubo) gibi yırtıcı kuş türleri Gediz Deltası'nda düzenli olarak görülmektedir.
Gediz Deltası, Flamingo'nun Türkiye'de Tuz Gölü ile birlikte ürediği iki alandan biridir. yüzölçümü 550 m² olan alan Flamingo adası 2012 yılında yapılan çalışmalarla 6440 m² çıkarılarak yaklaşık 12.000 Flamingo'nun üreyebileceği bir alana dönüşmüştür. Bu alan dünyadaki en büyük flamingo adası olma özelliğine de sahiptir. Kış Ortası Sukuşu Sayımları'nda, 17.000 kadar Flamingo'nun kışı deltada geçirdiği tespit edilmiştir. 2003 yılından bu yana yapılan halkalama çalışmaları ile Gediz Deltası'nda doğan Flamingo yavrularının bir kısmı halkalanmaktadır. Bu çalışmaların sonuçlarına göre deltada doğan yavrulardan bazıları Fransa, İtalya, Yunanistan, İspanya, Tunus, İsrail gibi ülkelerde gözlenmiştir. Yine aynı şekilde bu ülkelerde doğup halkalanan Flamingo'lar da zaman zaman Gediz Deltası'nda gözlenmektedir.
Gediz Deltası, nesli dünya ölçeğinde tehlike altında olan ve tüm Dünya popülasyonu 15.000 kadar olan Tepeli Pelikan (Pelecanus crispus) ın Manyas Gölü (Balıkesir), Büyük Menderes Deltası (Aydın), Aktaş Gölü (Ardahan) ve Kızılırmak Deltası (Samsun) ile birlikte Türkiye'de ürediği 5 alandan biridir. Homa Dalyanı'nın içerisindeki küçük adacıklarda her yıl 70 çift kadar Tepeli Pelikan kuluçkaya yatmaktadır. Ayrıca delta bu türün kışlaması açısından da büyük önem taşımaktadır. 200-700 arası Tepeli Pelikan kışı Gediz Deltası'nda geçirmektedir.
0 yorum:
Yorum Gönder