Karşıyaka havadan görünümü |
Karşıyaka'nın Tarihçesi
Eski İzmir'in yerleşim alanı Bayraklı Karşıyaka sınırları içindedir. Bu Karşıyaka için hem bir övgü kaynağı hem de yatırım alanıdır. Eski İzmir Ege tarihinin AİOL-İyon kültürünün merkezi, odak noktasıdır. Ozanların hocası Homeros burada doğmuş, destanların yücesi burada yazılmıştır. İliada ve Odeysseia burada yazılmış ve dünyaya, çağlara ışık saçmıştır. Çağdaş uygarlığın, kültürün, tarihin temelinde İzmir-Karşıyaka vardır.
Karşıyaka Yamanlar Dağı'nın eteği ile deniz arasında kalan, eskilerin "Kordelya" da dedikleri bir eğlence ve dinlenme yeridir. Kafeleri, lokantaları, barları, sahil banyoları ile sahilde bin Avrupa şehri, Soğukkuyu taraflarıyla bin Türk şehri değerlendirmeleri Karşıyaka içindir.
Karşıyaka'nın eski ismi Cordelieu veya Cordelio idi. Cordelio ismi, Richard Coeur de Lion'dan gelmektedir. (Arslan Yürekli Rişar) Coeur de Lion'un sondaki "n" harfi yüzyıllar içinde kaybolmuş ve Cordelio olmuştur. 1190'lı yıllarda 3. Haçlı Seferi'ne katılan ve Selahattin-i Eyyübi'ye karşı çarpışan Arslan Yürekli Rişar'ın İzmir'e geldiği bilinmemekle beraber, karayolundan Kudüs'e giden bazı hıristiyan şövalyeler grubu, İzmir'in karşısındaki ormanlık sahil şeridine gelmişler ve ordugah kurmuşlardır. Buraya Avrupa'nın en şanlı kahramanının adını vermişlerdir.
Türkler de en eski çağlardan beri İzmir'in karşı sahiline Karşıyaka demişlerdir. 1081'de İzmir'de Çaka Bey döneminde ve daha sonra Aydınoğlu Umur Bey zamanındaki İzmir savaşlarında "Karşı-yaka" ve "karşı-sahil" tariflemesi, Selçuklu silahşörleri arasında söylenegelmiştir.
Karşıyaka'nın en önemli özelliği, denizin kenarına kadar inen Yamanlar ormanları, yemyeşil bahçeleri ile İzmir'de bir mesire ve eğlence yeri olarak parlamasıdır. 18. yy.'ın sonuna kadar bu bölgeden gelip geçmiş ünlü batılı seyyahlar Cordelio denilen bu cennet yeşili, sahili anlatmadan edememişlerdir. 18. yy.'da Karşıyaka, özellikle zeytinlikleri ile ünlü bir köy olarak kayıtlarda geçmektedir.
1865 yılında geçen tren yolu Karşıyaka'nın hızla gelişmesine yol açmıştır. 1891 Aydın Vilayet Salnamesi'ne göre 832 ev ve 1080 kişilik bir nüfus vardır. 1884'te kurulan Hamidiye Vapur Şirketi'nin Karşıyaka'daki tahta iskeleye vapur seferlerine başlaması, gelişmeyi daha da hızlandırmıştır.
Bu yıllarda Karşıyaka'da ikili bir yerleşme atbaşı ilerlemiştir. Sahil şeridine, buradan büyük arsalar alan levantenler ve yabancı tüccarlar yerleşerek yalılar ve köşkler yapmaya başlamışlardır. İzmir Tümen Komutanı Giritli Ferik Hüseyin Hilmi Paşa ise Soğukkuyu civarını Türklerin iskanına açmıştır. Böylece yüzlerce yıl önceden Yamanlar'ın Alurca-Sıralıköy yörelerinde yaşayan Türkler yaygın bir şekilde Soğukkuyu'ya yerleşmeye başlamışlardır.
Eski İzmir'in yerleşim alanı Bayraklı Karşıyaka sınırları içindedir. Bu Karşıyaka için hem bir övgü kaynağı hem de yatırım alanıdır. Eski İzmir Ege tarihinin AİOL-İyon kültürünün merkezi, odak noktasıdır. Ozanların hocası Homeros burada doğmuş, destanların yücesi burada yazılmıştır. İliada ve Odeysseia burada yazılmış ve dünyaya, çağlara ışık saçmıştır. Çağdaş uygarlığın, kültürün, tarihin temelinde İzmir-Karşıyaka vardır.
Karşıyaka Yamanlar Dağı'nın eteği ile deniz arasında kalan, eskilerin "Kordelya" da dedikleri bir eğlence ve dinlenme yeridir. Kafeleri, lokantaları, barları, sahil banyoları ile sahilde bin Avrupa şehri, Soğukkuyu taraflarıyla bin Türk şehri değerlendirmeleri Karşıyaka içindir.
Karşıyaka'nın eski ismi Cordelieu veya Cordelio idi. Cordelio ismi, Richard Coeur de Lion'dan gelmektedir. (Arslan Yürekli Rişar) Coeur de Lion'un sondaki "n" harfi yüzyıllar içinde kaybolmuş ve Cordelio olmuştur. 1190'lı yıllarda 3. Haçlı Seferi'ne katılan ve Selahattin-i Eyyübi'ye karşı çarpışan Arslan Yürekli Rişar'ın İzmir'e geldiği bilinmemekle beraber, karayolundan Kudüs'e giden bazı hıristiyan şövalyeler grubu, İzmir'in karşısındaki ormanlık sahil şeridine gelmişler ve ordugah kurmuşlardır. Buraya Avrupa'nın en şanlı kahramanının adını vermişlerdir.
Türkler de en eski çağlardan beri İzmir'in karşı sahiline Karşıyaka demişlerdir. 1081'de İzmir'de Çaka Bey döneminde ve daha sonra Aydınoğlu Umur Bey zamanındaki İzmir savaşlarında "Karşı-yaka" ve "karşı-sahil" tariflemesi, Selçuklu silahşörleri arasında söylenegelmiştir.
Karşıyaka'nın en önemli özelliği, denizin kenarına kadar inen Yamanlar ormanları, yemyeşil bahçeleri ile İzmir'de bir mesire ve eğlence yeri olarak parlamasıdır. 18. yy.'ın sonuna kadar bu bölgeden gelip geçmiş ünlü batılı seyyahlar Cordelio denilen bu cennet yeşili, sahili anlatmadan edememişlerdir. 18. yy.'da Karşıyaka, özellikle zeytinlikleri ile ünlü bir köy olarak kayıtlarda geçmektedir.
1865 yılında geçen tren yolu Karşıyaka'nın hızla gelişmesine yol açmıştır. 1891 Aydın Vilayet Salnamesi'ne göre 832 ev ve 1080 kişilik bir nüfus vardır. 1884'te kurulan Hamidiye Vapur Şirketi'nin Karşıyaka'daki tahta iskeleye vapur seferlerine başlaması, gelişmeyi daha da hızlandırmıştır.
Bu yıllarda Karşıyaka'da ikili bir yerleşme atbaşı ilerlemiştir. Sahil şeridine, buradan büyük arsalar alan levantenler ve yabancı tüccarlar yerleşerek yalılar ve köşkler yapmaya başlamışlardır. İzmir Tümen Komutanı Giritli Ferik Hüseyin Hilmi Paşa ise Soğukkuyu civarını Türklerin iskanına açmıştır. Böylece yüzlerce yıl önceden Yamanlar'ın Alurca-Sıralıköy yörelerinde yaşayan Türkler yaygın bir şekilde Soğukkuyu'ya yerleşmeye başlamışlardır.
ZÜBEYDE HANIM KABRİ VE PARKI
Ulu önder M. Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın kabri Karşıyaka'dadır. İstasyondan Soğukkuyu tarafına giden Zübeyde Hanım caddesi üzerindeki bir parkta her daim ziyarete açıktır. Kabir, Ferik Osman Paşa Camii avlusu içindedir. Mezarın mevcut şekli bizzat Atatürk tarafından belirlenmiştir. Mezar anıt şeklinde olup, 1940 yılında İzmir Belediyesi tarafından yaptırılmıştır.
Zübeyde Hanım Parkı |
Zübeyde Hanım, son günlerini Uşakizade ailesine ait olan ve günümüzde Latife Hanım Köşkü olarak bilinen köşkte geçirmiştir ve 14 Ocak 1923 günü de bu köşkte vefat etmiştir. 1922 yılının Aralık ayı ortalarında Gazi'nin annesi Zübeyde Hanım doktorların tavsiyesi üzerine, Karşıyaka'ya tren yolu ile getirilmiş ve bir hasır koltuğa yerleştirilerek kucaklarda Uşakizade ailesinin istasyon arkasındaki bu köşküne taşınmıştır. Büyük ihtimamla bakılan Zübeyde Hanım'a bu dönemde en yakın kişi Latife Hanım olmuştur.
ZÜBEYDE HANIM
Zübeyde Hanım 1857 yılında Selanik'te doğdu. Orta Anadolu'dan göç ederek, Selanik'in batısında Arnavutluk sınırına yerleştirilen yörüklerden, Hacı Sofi ailesinden Feyzullah Ağanın kızıdır. Selanik'te Gümrük Muhafaza Teşkilatında memur olan Ali Rıza Efendi ile evliliğinden beş çocuk sahibi oldu. Fatma ve Ömer'i daha küçükken kaybetti. 1888 yılında Mustafa ilkokuldayken kocasını da kaybeden Zübeyde Hanım, zaman zaman çocukları ile birlikte kardeşi Hüseyin Ağa'nın çiftliğine giderdi. Bu sırada, Atatürk'ün ifadesiyle; iyi kalpli bir insan olan Ragıp Bey'le evlendi. Kızlarından Naciye de çok yaşamadı.
Balkan harbinden sonra, birçok Türk ailesi gibi, kızı Makbule ile birlikte Selanik'ten göç etti ve İstanbul'a gelerek Beşiktaş-Akaretler'de bir eve yerleşti. Milli Mücadele yıllarında Ankara'ya gelen Zübeyde Hanım, 1919'da ayrılmak zorunda kaldığı oğlunu, yıllar sonra Ankara'da Devlet Başkanı olarak gördü. 14 Ocak 1923'te tedavi amacıyla gittiği İzmir'de 66 yaşında vefat etti.
Karşıyaka fotoğrafları
0 yorum:
Yorum Gönder